BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Rahime AYDIN ER, Yüksel CAN ÖZ
TOPUM RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİ VE ÖNEMİ
 
Giriş: Toplum ruh sağlığı terimi; birey ve bireyin etkileşimde bulunduğu çevreye ilişkin psikiyatrik tedavi ve bakımını anlatır. Toplum ruh sağlığı uygulamaları ruhsal hastalıkların önlenmesinde önemli bir gerekliliktir. Bu hizmetlerde esas amaç; ruh sağlığını korumak, ruhsal hastalık oluşumunu önlemek ve bu çalışmaları halka götürmek (birincil önleme), ruhsal hastalıkların erken tanısı, tedavisi ve bakımını sağlamak (ikincil önleme), ruhsal hastalıkların iyileştirim (rehabilitasyon) ve bakımının devamlılığını sağlamak ve bunun için sistem oluşturmaktır (üçüncül önleme) (Bilge ve ark. 2016). Çünkü ruhsal bozukluklar, toplumda yaygın olarak görülmeleri, kronikleşme eğilimi göstermeleri, yeti kaybı ile sonuçlanabilmeleri, iş gücü kaybına neden olmaları ve tedavi zorlukları nedeniyle öncelikle ele alınması gereken zorunlu hastalıklardır (Pektaş ve ark. 2006). Dünya Sağlık Örgütü’nün ruh sağlığı hizmetlerinin verilmesi ile ilgili üç temel önerisi vardır. Bunlar; 1) büyük psikiyatri hastanelerinden çok sayıda daha küçük hastanelere geçilmesi 2) ruh sağlığı hizmetlerinin toplum temelli ruh sağlığı hizmetleri modelinde verilmesi 3) psikiyatrik hizmetlerin genel sağlık sistemine entegre edilmesi, genel hastane içinde psikiyatri kliniklerinin hizmet vermesidir (Yanık, 2007). Toplum temelli ruh sağlığı anlayışı İtalya’da ruh sağlığı reformuyla 1961 yılında başlamıştır. Son 30 yılda Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde uygulamaya geçilmiştir (Bilge ve ark. 2016). Amaç: Bu bildiride, Türkiye’de toplum ruh sağlığı hizmetlerinin tarihsel süreci, mevcut durumu ve toplum temelli ruh sağlığı hizmetinin etkilerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Kapsam: Toplum ruh sağlığı hizmetlerinin Türkiye’de örgütlenmesi, yürütülen hizmetler, yararları gibi konulara odaklanılmıştır. Sınırlıklar: Konu ile ilgili yapılmış araştırmalar ve ulaşılan literatür bilgileri ile sınırlıdır. Yöntem: Bu çalışma literatür inceleme yöntemi kullanılarak derleme şeklinde hazırlanmıştır. Bulgular: Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan 2000’li yıllara kadar, toplumun ruh sağlığını koruyan, iyileştiren ve geliştiren toplum temelli bir hizmet modeli ve örgütlenmesi ne yazık ki gerçekleştirememiştir (Bilge ve ark. 2016). Ruh Sağlığı Profili çalışmasının ülkemizdeki yetişkinlerde psikiyatrik hastalık oranının erişkinlerde %17,2, çocuk ve adölesanlarda %10,9 ile yaygın olduğunu gösteren sonuçları, bu hizmetlere duyulan gereksinimi ortaya koymuştur (Erol ve ark. 1998). Bu doğrultuda ruh sağlığı hizmetleri Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ve genel hastaneler içinde yer alan psikiyatri klinik ve poliklinikleri aracılığıyla hastane temelli olarak verilmeye başlanmıştır (Pektaş,2006). Hazırlanan ‘Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı’ ile ağır ruhsal hastalıklar için hastane merkezli hizmet modelinden toplum temelli hizmet modeline geçilmesine yönelik bir örgütlenme ve hizmet modeli geliştirilmiştir (Sağlık Bakanlığı, 2011). Bu doğrultuda aynı yıl planlanan bölgelerde toplum ruh sağlığı merkezleri (TRSM) açılmaya başlanmıştır (Bilge ve ark. 2016). Toplum ruh sağlığı merkezlerindeki amaç, belli bir coğrafi alanda yaşayan ağır ruhsal hastalığı olan hastaları merkezde kayıt altına almak, gezici ekiplerle düzenli takip, tedavi ve rehabilitasyonlarını sağlayarak topluma yeniden kazandırmaktır. Eskiden sadece hastalandıkları zaman, hastanelere dayalı kurumsal tabanlı tedavi modelinden faydalanan hastalar taburculuk sonrası takiplerini aksatmakta ve kısa süre sonra tekrarlayan hastalıkları nedeni ile hastaneye yatışları sıklıkla yapılmaktaydı. Oysa bugün toplum ruh sağlığı merkezleri ile hastanelere dayalı kurumsal tabanlı hizmet modelinden, toplum tabanlı ruh sağlığı hizmet modelinde; hastaların kontrole gelişi beklenmeden gezici ekiplerle ev ziyaretlerinin yapılması; hastaların kendi mahallinde düzenli takip ve tedavilerinin gerçekleştirilerek iyilik hallerinin korunması, atakların önlenerek; hastane yatışlarının azaltılması ve rehabilitasyonlarının sağlanmasıyla hastaların topluma yeniden kazandırılması sağlanmaktadır. Hastaların, işlevselliklerini arttırarak, hastaların toplum içinde rehabilite olmasını amaçlayan kurumlar olan TRSM’ lere düzenli olarak devam etmelerinin ailelerde ki bakım yükünü de azaltmada etkili olduğu görülmektedir (Donyağı, 2016). Sonuç: Türkiye’de halen hastane temelli ruh sağlığı hizmetleri ağırlıklı olarak yürütülmekte olup, bu hizmetler topluma yönelmeye başlamıştır. Günümüzde hastanelerde saptanan olguların TRSM’lere yönlendirildiği denge modeli ile ruh sağlı hizmetleri verilmektedir. Türkiye’de ilk TRSM 2008 yılında Bolu’da açılmış, günümüzde bu sayı 106’ya ulaşmıştır. TRSM’ler ciddi ruhsal hastalığı olan bireylerin ve ailelerin bilgilendirildiği, ayaktan tedavilerin yapıldığı ve takip edildiği, iyileştirim, ruhsal eğitim, uğraş tedavisi, grup veya bireysel tedavi gibi tedavilerin uygulandığı, böylece toplum içinde yaşama becerilerinin artırılmasını hedefleyen, psikiyatri klinikleri ile ilişki içinde çalışan ve gerektiğinde hareketli ekiple hastanın yaşadığı yerde takibini yapan birimler olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Açılan TRSM’lerinin niteliğinin arttırılması ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesine ilişkin alana özgü sorunların devam ettiği bildirilmektedir (Bilge ve ark. 2016). Ruh sağlığı hizmetlerinin etkinliğini sağlayabilmek için bireylerin ruh sağlığı yönünden korunması, riskli grupların epidemiyolojik çalışmalarla belirlenmesi, erken tanı ve tedavisinin sağlanması; bunların dolaylı sonucu olarak, sağlıkta yaşam kalitesinin artırılabilmesi için eğitim ve danışmanlık adımlarından oluşan rehabilitasyon hizmetlerinin sunulması için toplum temelli ruh sağlığı hizmetleri büyük önem taşımaktadır.

Anahtar Kelimeler: Toplum Temelli Ruh Sağlığı, Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri, Örgütlenme



 


Keywords: