BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Enver Emre ÖCAL
MİLLİYETÇİLİK KURAMLARI VE MİLLİYETÇİLİĞİN TÜRKİYE’DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ
 
Modernist kurama göre Milliyetçilik modernizmin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Buna göre, milletler ve milliyetçilik tarihin belli bir anından sonra, özellikle de sanayileşmenin ortaya çıkışı ile birlikte gündeme gelmeye başlamış ve zamanla bugünkü önem düzeyine ulaşmıştır. Marksist düşünürler de söz konusu modernist görüşü kabul eder ve milliyetçiliği, XIII. yüzyılda batıda ortaya çıkan burjuva sınıfının ideolojisi olarak kabul ederler. Milliyetçilik ideolojisini kuramsal açıdan bu perspektiften değerlendirmeyen, ilkçi bir yaklaşım tarzı da bulunmaktadır. Bu yaklaşım milletleri, çok eski devirlerden itibaren var olan “doğal” yapılar olarak tanımakta ve modern çağın üretimi olarak görmemektedir. Yine milliyetçilik kuramlarından etno-sembolcü perspektife göre ise milliyetçilik, modernizm sonrasında oluşmuş bir ideolojidir ve fakat tarihi çok eski zamanlara uzanan etnik gruplarla da sıkı bağları bulunmaktadır. Kısacası bu yaklaşım, ilkçilikle modernist yaklaşım arası bir yerde konumlanmakta ve bahse konu ideolojiyi bu cihetten değerlendirmektedir. Bunun dışında, laikliği milliyetçiliğin ayrılmaz bir parçası olarak kabul eden Fransız tipi milliyetçilik anlayışı; Nazilerin saldırgan ve ırkçı milliyetçilikleri ile daha çok sosyalistlerin kavramsallaştırdığı ezilen milletlerin milliyetçiliği (ulusalcılık) gibi farklı milliyetçi yönelimler de bulunmaktadır. Bunlar kuramsallıktan ziyade hayatın pratiği ile sınanmış kılgısal yönelimlerdir. Bu çalışmada, öncelikle milliyetçiliğin tarihsel kökenleri ve bir ideoloji olarak belirmeye başladığı süreç ele alınmıştır. İkincil olarak millet ve milliyetçilik kavramlarının muhtevasına yönelik farklı düşünürlerin ileri sürdükleri görüşler irdelenmiştir. Sonrasında ise yukarıda bahse konu edilen kuramsal yaklaşımlar ve pratiğe dönüşmüş milliyetçilik anlayışları ele alınmış ve detaylandırılmıştır. Özellikle geç Osmanlı döneminde nüveleşmeye başlayan ve erken Cumhuriyet dönemi ile birlikte devletin asli ideolojisi haline bürünen Türk milliyetçiliği olgusunun tarihsel süreçleri incelenmiştir. Söz konusu gelişim süreci içerisinde çeşitli kollara ayrılan Türk milliyetçiliğinin ne tür bölünmeler yaşadığı, hangi kollara dağıldığı ve her bir farklılaşmanın nasıl bir muhteviyata sahip olduğu ortaya konulmuştur. Bu bağlamda, erken Cumhuriyet döneminden itibaren paradigmatik bir yer elde ettiği açıkça gözlemlenen Atatürk milliyetçiliği olgusunun da kuramsal bir tahliline ve tarihsel açıdan gelişim sürecine yer verilmiştir. Atatürk milliyetçiliğinin modernist yönü ve irredentist olmayan ulusalcı yaklaşımı detaylı şekilde irdelenmiştir. Söz konusu yaklaşımın erken dönem Sovyetler yönetimi esnasında gelişen Galiyevci ulusalcılıkla ilişkisi, kendisi de bir ulusalcı olan Attila İlhan’ın tezleri bağlamında incelenmiştir. Çalışmanın aydınlığa kavuşturmayı hedeflediği ana sorunsal ise milliyetçilik ideolojisinin, Türkiye’de geçirdiği tarihsel aşamalar içinde yaşadığı algısal ve kılgısal transformasyona rağmen, XXI. yüzyılın ürünü olarak ortaya çıkan ve son tahlilde milliyetçiliğin alternatifi olarak gelişen küreselleşme olgusuna karşı ayakta kalma potansiyelini taşıyıp taşımadığıdır. Bu bağlamda, milliyetçiliğin ulusal ve uluslararası planda, bilhassa da Türkiye özelinde hamasetten uzak bir düzlemde yeniden ele alınması gerektiğine ve ancak hakiki bilgi ile pekiştirildiği taktirde alternatif teşkil edebileceği sonucuna varılmıştır. Küreselleşmenin sosyal, iktisadi ve kültürel alanda yoğun olarak hissedildiği ve post-modern paradigmanın küreselleşme ile birlikte monist ve bütüncül siyasi yapılara; bunun uzantısı olarak da merkezi ulus-devletlere karşıt retorikler geliştirdiği XXI. yüzyılda milliyetçilik ideolojisinin bir kez daha, ancak bu sefer farklı bir bakış açısı ile irdelenmesinin, dahası yukarıda da belirtildiği gibi yeni bir perspektifle gündeme getirilmesinin tarihsel açıdan önemli neticeler vereceği değerlendirilmiştir. Bu neticelerden bir tanesinin de milliyetçilik ideolojisinin küreselleşme olgusu karşısında hangi istikamete yönelmesi gerektiğinin nesnel olarak ortaya konulması olduğu hususiyetle belirtilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Milliyetçilik, Küreselleşme, Modernizm, Milliyetçilik Kuramları



 


Keywords: