SUBMISSIONS

SUBMISSION DETAIL

Nuran DÖNER
 


Keywords:



BÝREYSEL VE TOPLUMSAL AFET OLARAK TAKLÝT VE TAKLÝTTEN KURTULUÞ YOLLARI: MEVLÂNÂ ÖRNEÐÝ
 
Giriþ: Ýnsanoðlunun öðrenme süreci içerisinde çocukluktan olgunluða yürüyüþüne kadar hayatýnda bir çok öðrenme yöntemi yer almaktadýr. Ýnsan, öðrenmeye önce taklitle baþlar. Taklit, istenen kiþi ya da gruplarýn söz, davranýþ veya tavýrlarýnýn, baþkalarý tarafýndan aynen tekrarlanmasý demektir. Çocuklukta bir öðrenme yöntemi olarak kabul edilse de taklit, bir ömür boyu takip edilecek bir yol deðildir. Burada Mevlânâ, taklidin karþýsýna hakikati anlamayý ve içselleþtirmeyi koyar. Bu düþüncede Kuran-ý Kerim, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) en güzel örnek olmasýný ve model alýnmasýný teþvik ederken, insanlarýn içinde bulunduklarý toplumda kendilerinden öncekilerin, onlara býraktýklarýný anlamadan takip etmeleri konusunda da eleþtiride bulunmaktadýr. Burada model almak, þüphesiz taklit etmek deðildir. Model alýnan kiþinin, neyi, ne zaman, hangi þartlarda niçin yaptýðýný anlayarak ona uymakla, körükörüne baðlanmak ayný þey deðildir. Model alýnan kimsenin bir davranýþý yaptýðý zamandaki amacý tesbit edildiðinde, deðiþen zaman ve þartlarda ortaya çýkan sorunlara çözüm bulabilmek için yeniden akletmek, anlamak ve týkanýklýðý giderme noktasýnda “çözüm üretmek”, tabiîdir ki taklidin önüne geçecektir. Ýslâmî gelenekte Hz. Peygamber’in arkadaþlarý bir baþkasýnýn yaptýklarýný anlamadan yapmak bir yana onlar, okuduklarýný içselleþtirmedikleri bir ibadette de hayýr olmayacaðýný vurgulamýþlardýr. Nitekim Hz. Ali: “Anlamadan yapýlan ibadette, düþünmeden yapýlan kýraatte hayýr yoktur” demiþtir. Ýslâm düþüncesinin önemli simalarýndan olan Mevlânâ, (ö.1273 ) “Taklitçi, dere yataðý gibidir. Ýçinden akýp giden suyu asla içmez. Su, onun içinden akýp gider fakat içenlere nasip olur” derken, aslýnda hayat kaynaðý olan suyun –ki Ýslamî literatürde Kuran’la özdeþtir- taklitçiye faydasý olmadýðýný ama “anlamak” isteyen için de âb-ý hayat olacaðýný ifade eder. Mevlânâ’ya göre, kiþinin anlayýþýný perdeleyen taklit, aþýlmasý güç bir dað gibi görünse de, hakikatte o, bir saman çöpü gibi hafif ve deðersizdir. Mevlânâ, Ýnsaný taklide götüren nedenlerin, cehalet, gaflet, akletmeme, yetersizlik duygusu vb. özellikler olduðunu belirtirken, benlik, kibir, gösteriþ arzusu, makam-mevki hýrsý, gibi etkenlerin de taklitte ýsrara neden olduðunu ifade eder. Mevlânâ için bedenin gýdasý olduðu gibi, ruhun da gýdasý vardýr. Ruhun gýdasý, öncelikle kendini “bilme” ve “anlama” çabasýdýr. Mevlânâ “Canýnda bir can var, o caný ara, beden daðýnda bir mücevher var, o mücevherin madenini ara, ey yürüyüp giden sufî, gücün yeterse ara ama aradýðýný dýþarda deðil, içinde ara!” derken, bu gerçeðe iþaret etmektedir. Yüce Kuran “Sizin için kulaklar, gözler ve kalpler yarattýk.” , “hâlâ akletmiyor musunuz” buyururken, Allah’ýn insana bilmesi, anlamasý için önce kulak, sonra göz, akabinde de kalp verdiðini belirtir. Kulaðýný vahyin ve peygamberin sesine veren, onlardaki hakikati gören insanlarda, “kalbî bir biliþ” de meydana gelecektir. Bu ayný zamanda taklitten kurtuluþun da en önemli reçetesidir. Amaç: Mevlânâ’nýn Mesnevî’sinde taklidin nedenlerini, taklitten kurtulma yollarýný, taklidin birey ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini ve sonuçlarýný ortaya koymaktýr. Kapsam: Mesnevî’de taklit, taklidin birey ve toplumsal hayata olumsuz etkisi ile ilgili beyitler ve Mesnevî þerhlerindeki yorumlarý içermektedir. Bulgular: Araþtýrmamýzda taklit, bireyde kendini tanýyamama, kabiliyetlerini keþfedememe ve özgün olamama sonucuna götürürken, toplumda ise taklidin bozulmaya, ayrýlýk ve çatýþmaya sebep olduðu, birlik ve beraberliði bozduðu saptanmýþtýr. Sonuç: Kiþilerin ve toplumlarýn huzuru, insanýn kendi içindeki hazineyi açýða çýkarmasýndan geçer. Kendisi olmanýn yolunu bulan geliþir ve üretir. Taklit, kiþinin üretken olmasýný engellerken, gösteriþçi, haset ve kýskanç bir toplumun da önünü açmaktadýr. Burada kendini “farketme” ve “anlama”, toplumdaki bozulmalarý giderecek; doðruluk, merhamet, adalet ve sevginin, barýþýn, birlik ve beraberliðin kurucusu olacaktýr. Taklit insanda bir pranga olduðundan, ondan kurtulan insan da özgürleþecek, Özgürleþen insan da üretecek, üreten insan ve toplum da taklit etme maðlubiyetinden kurtulacaktýr.

Anahtar Kelimeler: Mevlânâ, Taklit, Hakikat, Akletmek, Anlamak, Bilmek