1980’ler Ýstanbul’un, kentsel dönüþüm baðlamýnda, bir dünya kenti haline getirme projesi adýna ilk atýlýmýn ve desteðin olduðu yýllardýr. Tüm alanlardaki yenilik, deðiþimler ve özellikle de teknoloji alanýndaki ilerlemeler iletiþim, etkileþim ve ulaþýmý hýzlandýrmýþ; bu hýzlanma, kültür-sanat alanlarýný oldukça etkilemiþtir. Bunlar sanatýn, sanatçýlarýn ve sanat eserlerinin sýnýrlarý aþarak dünya çapýnda hareketini kolaylaþtýrmýþtýr. Bu hareket, özellikle uluslararasý çapta yapýlan festival ve bienal gibi sanat etkinliklerine giden yolda önemli olmuþlardýr. Ülkemizde 1973’te festival, 1987’de bienal etkinlikleri gerçekleþtirilmeye baþlamýþtýr. Bununla birlikte, bu tarihlerde yeni müzelerin ve galerilerin açýlmasý, koleksiyonculuk alanýnýn geliþmesi sanatý canlý tutmuþtur. Müzecilik, koleksiyonerlik gibi alanlarda 2000’li yýllarda büyük geliþmeler kaydedilmiþtir. Kültürel ve sanatsal bu hareketlilik ile birlikte Ýstanbul’un 2010 yýlýnda ‘Avrupa Kültür Baþkenti’ seçilmesi ilgi çekicidir. Türk kültür-sanat ortamý, özellikle, 1980’li yýllarda düzenlenmeye baþlayan ve hala yapýlmaya devam eden bienal etkinlikleri ile birlikte önemli bir deðiþim sürecine girmiþtir. Çünkü, bu gibi sanat etkinlikleri ülkemizin pek çok tarihi mekânýnda gerçekleþtirilmiþtir. Buradaki önemli nokta, bu etkinlikler aracýlýðýyla tarihi mekanlarýn çaðdaþ bir yorumla ele alýnmasýdýr. Diðer önemli nokta da sanatýn yönetimsel boyutunun öne çýkmasýdýr. Büyük organizasyonlar þeklinde olan bu etkinliklerle; yönetim kurullarý, küratörlük gibi alanlarýn gerekliliði ortaya çýkmýþtýr. Tüm bu geliþmeler Ýstanbul’daki kültür sanat ortamýna, geleneksel anlayýþýn dýþýnda çaðdaþ, yeni ve dinamik bir sanat ortamýný sunmuþtur.
Anahtar Kelimeler: Ýstanbul, Kültür, Sanat, Bienal
|
