BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Cumali KÖSEN
VAHDET-İ VÜCÛD DÜŞÜNCESİNDE İLAHİ SIFATLAR MESELESİ
 
İlahi sıfatların mahiyeti ve Zât ile ilişkisi ilk dönem kelam tarihinin en önemli teolojik sorunlarından biridir. İlahi sıfatların Zâtın aynı mı yoksa ondan başka bir şey mi olduğu minvâlinde yapılan tartışmaları hicri ikinci yüzyılın başlarına kadar götürmek mümkündür. Bu mesele sıfatları Zâtın aynı kabul eden Mutezile ile Eşariler’in ayrıştığı temel meselelerdendir. Mutezile İslam’ın temel inanç ilkesi olan tevhid düşüncesini katı tenzihçi bir anlayış ile yorumlayarak sıfatların harici gerçekliğe sahip manalar olmayıp salt isimlendirmeden ibaret olduklarını iddia ederken buna mukabil Eşariler sıfatların Zâtın ne aynı ne de gayrı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Mutezileye göre ilahi sıfatlar, harici gerçekliğe sahip manalar olarak telakki edildiğinde, ezeli Zâtın ezeli sıfatları var olacağı için, kadim Zâtın haricinde başka kadim varlıkların var olması gibi teolojik sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu durum İslam dininin en temel ilkesi olan tevhid düşüncesine aykırıdır. Dolayısıyla söz konusu teolojik problemin önüne geçmenin yegâne yolu, ilahi zata ait sıfatların, Tanrı haricindeki varlıkların taşımış oldukları sıfatlardan farklı şekilde, gerçekliklerinin olmadığını kabul etmektir. Vahdet-i vücud ehli sufiler ise ilahi sıfatların Zât ile olan ilişkisini “Tanrı’nın sıfatları taakkul bakımından Zâtının gayrı, vücud bakımından Zâtın aynıdır.” şeklinde formüle ederler. Bir başka ifadeyle sıfatlar Zât ile vücud ve gerçekleşme bakımından Zâtın aynı iken mefhum bakımından Zâtın gayrıdır. ORCID NO: 0000-0003-4245-9488

Anahtar Kelimeler: İlahi Sıfatlar, Kelâm, Vahdet-i Vucûd, İbn Arabî



 


Keywords: