İslam mistisizmi başlangıcından itibaren vahiy ve nebevi pratikten oluşan dinsel geleneğin içinde kendine dilsel ve retorik bir alan açarak bir gölge söylem üretmiştir. Vahyin (Kur’an) keskin dilini mecaz ve alegorilerle baypas ederek bir tür “İslam içinde İslam” ihdas eden bu söylem şiddet ve yoğunluğu değişse de tarihsel tasavvuf geleneğine bütünüyle hakim olmuştur. Murat kapkıner, bir şair olarak İslam mistisizmi geleneğinde ilk defa mistik bilinç kurgusunu vahiy dilinin içine oturtma çabasıyla Kuran’ın söylem bütünlüğünü geleneksel tasavvufun mecaz ve alegorilerinin önüne koymuş, bir anlamda gelenekten çok başka bir biçimde bir tür “Kuran mistisizmi” oluşturmuştur. Şairin şiirinin tamamına hakim olan bu bilinç ve söylem, oldukça istemli bir seçimle “İbrahimi gelenek” adı verilen semitik kutsal metinleri tanrısal esinin sürekliliği içinde ele almış ve Tevrat ve İncil’in bilişsel arka planını da mistik deneyimine dahil etmiştir. Şiirinde geleneksel tasavvufun özgül dilini hemen hemen hiç kullanmayan şairin bireysel mistik deneyimini ifade etmek üzere seçtiği aracın doğrudan vahyin yoruma tabi tutulmamış literal varlığı olması ilginç bir yeniliktir. Kuran metninin mistik derinlikten yoksun olduğu savıyla temellendirilmiş ve örtülü bir biçimde İslam mistisizmini vahiyden sapma olarak değerlendiren Batılı bakışın tam aksine şairin kendi mistik bilinç ve dilini Kuran perspektifi üzerine oturtması tasavvuf çerçevesine ait olmadığı gibi herhangi bir dinsel geleneğe de ait değildir. Şairin bilgi deneyiminin karşısına çıkan iki büyük iç çatışma ögesi ise modern psikolojinin insan tekini yerleştirdiği algı kalıpları ve tasavvuf geleneğinin temellük ettiği “Müslüman mistik” tipolojisidir. Onun şiirinde bu iç çatışmanın derin izleri görülür. İçsel yolculuğun kontrolsüz akışında şairin bilincinde gerçekleşen tinsel uyumsuzluk, kendisini kuşatan inanç ve yaşam atmosferine çeşitli şekillerde yansır. Düşünsel içeriği vahiy ve gelenekçe belirlenmiş belleği modern dünyanın bilincini kuran felsefi-psikolojik dil ve bilinçle kuşatılmıştır. Son çözümlemede ortaya çıkan salt poetik bir tutum değil, birkaç ucuyla evrensel mistisizme dahil olan yepyeni bir “Müslüman mistik bilinci”dir. Bu bilince “İbrahimi mistisizm” adını vererek onu hem geleneksel tasavvufun tinsel dünyasından ayrı tutmak gerektiğini hem de Kur’an perspektifli özgün bir mistik düşünceyi imlediğimizi belirtmek doğru olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kuran Mistisizmi, Mistik Şiir, Murat Kapkıner, Modern Türk Şiiri
|