BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Serap DURSUN GÜVENBAŞ, Serdar ÖZER, Ayhan AYTAÇ
İKTİSAT BİLİMİNE SOSYOLOJİK VE PSİKOLOJİK AÇIDAN BİR BAKIŞ: AVUSTURYA İKTİSAT OKULU
 
Öz: Giriş: Dünya bir yandan borç̧ kriz, enflasyon, işsizlik gibi sosyal ve ekonomik problemlerle İktisat biliminin ilgilenip bu tip sorunları çözmeye çalışmasını bir yandan da bilim olmasının bir sonucu olarak yeni teori ve gelişmelere açık, diğer bilimsel alanlardaki gelişmeleri de yakından takip etmesini istemektedir. Yüzyıllar boyunca birçok iktisadi yaklaşım düzene hakim olmaya ve denge kurmaya çalışmıştır. Neo -Klasik iktisat da bu yaklaşımlardan biridir. Neo- Klasik iktisatta doğal işsizlik oranı, doğal çıktı düzeyi ve doğal faiz oranları kavramları dengenin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Ekonomik denge kavramı, dünya piyasalarında kısa orta ve uzun vadeli dönemler olarak ayrılmaktadır. Birçok iktisadi yaklaşım her bir dönem için farklı çözümler getirmeye çalışmıştır. Neo-Klasik yaklaşıma göre kısa dönemde dengesizlik durumu ortaya çıksa dahi uzun dönemde piyasaya müdahale edilmeksizin ekonominin tekrar denge düzeyine gelebileceği savunulmaktadır. Fakat uzun yıllardır ara ara yaşanan krizler ve bu durumlar karşısındaki çözümsüzlük denge yaklaşımının tekrar gözden geçirilmesini ve iktisatçıları yeni teori ve yaklaşımlar üretme yönünde harekete geçirmiştir. Bu anlamda, 1980’lerde Neo-Klasik iktisadın temel kavramlarını ve denge yaklaşımlarını eleştirmek üzere gerek çıkardıkları dergiler ile gerek yayınladıkları kitap ve makaleler ile yaratıcı ve yenilikçi yeni programlar ile adını duyurmaya ve savundukları yaklaşımları kabul ettirmeye çalışan iktisat okullarından söz edebiliriz. Bu okullardan en önemlilerinden bir tanesi de Avusturya İktisat Okulu’dur. Avusturya Okulu adını, ilk olarak Avusturya’lı iktisatçı Carl Menger’ in 1871 yılında yazdığı ‘Politik İktisadın İlkeleri’ isimli kitabıyla duyurmuştur. Avusturya Okulunun kurucusu olan Carl Menger’ in ikinci kitabı ‘Politik İktisat ve Sosyolojinin Problemleri’ ile okulun adını uluslararası iktisatçılar arasında ilk defa duyurmuştur. Kendisinin düşüncelerinden etkilenen Eugen Böhm-Bawerk ve Friedrich Wieser adlı iki takipçisi ile bir çekirdek kadro oluşturmuştur ( Prof. Dr. Turan Yay, Piyasa, 2004, Sayı, 11, 1-29). En bilinmiş diğer takipçi ve savunucuları Ludwing von Mises ve Friedrich A. Hayek tir. Avusturya İktisat Okulunun tüm savunucuları ve takipçileri şu temel ilkeler çerçevesinde toplanmıştır 1. Metodolojik Bireycilik 2. Metodolojik Sübjektivizm 3. Marjinalizm 4. (Azalan Marjinal) 5. Tüketim ve Üretimin zaman yapısı (F. Maclup dan ,aktaran Kirzner, 1987, Prof. Dr. Turan Yay, Piyasa, 2004, Sayı, 11, 1-29) Okulun metodolojik ilkeleri şu başlıklar altında sıralanabilir. 1)Sübjektivizm, 2)Metodolojik Bireycilik, 3)Amaçlanmayan Sonuçlar, Spontane Kurumlar, Bilgi ve Zamanın Önemi (Kazım Sarıçoban, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi Cilt 4, No 1, 2012) Amaç: Bu araştırma Avusturya İktisat Okulunun diğer iktisat okullarından farklılıklarını ve okulun tarihçesini, savunucularını, genel ilkelerini ve metodolojik görüşlerini ortaya koymak amacıyla iktisat biliminin sosyolojik ve psikolojik unsurlardan etkilendiği gerçeğini vurgulamak için gerçekleştirilmiştir. İktisadi olaylar her ne kadar matematiksel yaklaşımlar analizler ve tahminler ile ölçülebilmeye çalışılmasına rağmen, dünyanı dört bir yanında farklı kültürler, farklı sosyolojik olaylar, farklı adet, örf ve gelenekler matematiksel ölçümün yetersiz kaldığını ifade etmektedir. Zira aynı ekonomik problemin cereyan ettiği bir ülkede uygulanan ekonomi politikaları ve politika araçları aynı soruna sahip bir başka ülkede aynı derecede etkin olamamaktadır. Özellikle standart IMF stabilizasyon politikalarının başarısızlığının altında da ülkeler arası sosyolojik ve psikolojik farklılıkların neden olduğu düşünülmektedir. Kapsam: Çalışmanın kapsamı iktisat bilimine sosyolojik ve psikolojik yönden hitap etmesidir. Çalışmanın kapsamı sınırlar başlığı altında çerçeve içerisine alınmıştır. Sınırlıklar: Kapsamda belirtildiği üzere çalışma ekonomi biliminin matematiksel boyut ile değil insan ve toplum yapısıyla olan ilgisi üzerine yoğunlaşmıştır. Bu çerçevede gerek literatür gerekse çalışma iktisat biliminin sosyal alana etkisine odaklanmıştır. Matematiksel eğilimler sınır dışında tutulmuş Avusturya Okulu’nun majinalist ve psikolojik temelli araştırmaları ele alınmıştır. Yöntem: Araştırmada kapsamlı bir literatür taraması yapılmış, yazılı ve görsel kaynaklardan faydalanılmıştır. Ayrıca günümüz temsilcilerinden Mises Enstitüsü yayınlarından da faydalanılmıştır. Bulgular ve Sonuçlar: Avusturya Okulu, iktisat biliminin gelişmesine ciddi katkılar sağlamıştır. Öncelikle değer olgusuna tüketici kökenli yaklaşmaktadır yani ortaya çıkacak olan faydanın oranına göre girdilere değer yüklenir ve girdilerin değeri belirlenir kısacası fayda üretim sürecini ve değer fiyatlamasını belirler. Diğer bir katkısı marjinal fayda/maliyet analizidir. Fiyatların ve maliyetlerin son birim sınırında belirlendiği bu analiz günümüz mikro iktisadının temelini oluşturmaktadır. Son olarak sübjektif değer teorisi ile değerlerin, esas olarak tüketicilerin istek ve arzularına göre belirlendiğini savunur. Yani mal ve hizmetlerin ölçülebilir objektif bir değerinin olmadığını, değerin özünde sübjektif bir nitelik taşıdığını ve değerin tüketicilerin mal ve hizmetlerden yararlanmaları sırasında elde ettikleri tatmin düzeyine bağlı olduğu görüşü benimser. (Kazım Sarıçoban, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi Cilt 4, No 1, 2012). Sonuç olarak iktisatta sürekli tümdengelim bir yaklaşımla bakıldığında insan faktörünün önemli sosyolojik ve psikolojik davranışların iktisadi yapıyı tamamen etkileyeceği ve özellikle değer olgusunu tekrar şekillendireceği ve tümdengelim değil tümevarım bir yaklaşımla değerlendirilmesi daha iyi olmaktadır. Anahtar Kelimeler : Avusturya Okulu, Marjinal Fayda, Marjinalist Devrim, Subjektif Değer

Anahtar Kelimeler: Avusturya Okulu, Marjinal Fayda, Marjinalist Devrim, Subjektif Değer



 


Keywords: