Ben kimim, ne istiyorum, insanlığın var oluşundan itibaren doğal merak ile cevap bulmak istediği sorulardandır. Felsefe tarihi boyunca bu soruya dikkate değer cevaplar verilmiş, düşünce zenginliği meydana gelmiştir. Günümüzde ahlaki, sosyal, kültürel, siyasal alanları kapsayan problemler göz önüne alındığında nihayetinde insanın kim, ne olduğu, ne istediği üzerine düşünmenin, cevap aramanın gerekliliği ortaya çıkar.
XIII. Yüzyıl Türk düşünürlerinden Hacı Bektaş Veli yaşadığı dönemin siyasi, sosyo-kültürel, ekonomik, ahlaki problemlerine karşın çözüm olabilecek insan-ı kamil, evrensel insan anlayışını ortaya koyar. Bu insan doğasıyla, eylemleriyle evrensel ahlak anlayışının hazırlayıcısı olur. Hacı Bektaş ve Bektaşilikte insan anlayışı ile geçmiş ve şimdi bağlantısı kurulur, günümüz problemlerin çözümüne cevap verir. İnsanı soyut, kapalı varlık olarak ele almadığı için evrendeki insan-toplum ilişkilerine uygun bir yaşam ortaya çıkar.
Yaşam insanın kendini, toplumunu anlamasına yardımcı olan koşuldur. Hacı Bektaş’ın yaşadığı Anadolu’da toplumların ihtiyaçları doğrultusunda anlayış geliştirdiği ifade edilebilir. Ancak düşünceleri bütün insanlığı cem eden sevgi, hoşgörü temellidir. Bundan dolayı toplumlar üzerinde etkisi fazla olmuştur. Çalışmada amaç Hacı Bektaş ve Bektaşilikte yer eden insanın ne olduğu ve ne olması gerektiğini anlamaktır.
Hacı Bektaş ve Bektaşilik’te insan anlayışı Dört Kapı Kırk Makam, Eline Beline Diline, Üç Sünnet Yedi Farz, Tevella Teberra ilkeleri üzerine sistemleşir. İnsan ilkeler doğrultusunda tabiatında gönül, aşk, akıl, iman, ilmi fark ederek gelişme gösterir. Teorik ve uygulamaya yönelik olan ilkeler ile insanın kendini bilmesi ve özünü anlaması mümkün olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Hacı Bektaş Veli, İnsan, Kamil, Dört Kapı Kırk Makam, Eline Beline Diline, Üç Sünnet Yedi Farz, Tevella Teberra
|