BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Kadir DEMİROĞLU
HAC YAPMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNDE MALÎ DURUMUN ETKİSİ
 
Mükelleflerin malî yükümlülük için belli bir mal varlığına sahip olmaları gerektiği izahtan varestedir. Malî durum ile dinî yükümlülük arasındaki ilişki genellikle nisap kavramı çerçevesinde ele alınmaktadır. Nisaba sahip olanlar zengin kabul edilmiş ve zekât vermekle yükümlü olmuşlardır. Fakat nisapta zikredilen bu zenginlik ölçüsü İslam hukukundaki malî mükellefiyetlerin tamamı için geçerli değildir. Bu zenginliğin geçerli olmadığı malî mükellefiyetlerden bir tanesi hac ibadetidir. İslam hukukçuları, “Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.” (Âl-i İmrân 3/97) ayetinde geçen “yoluna gücü yeten” ifadesini delil getirerek haccın farz olması için istitâatin (güç yetirme) şart olduğunda ittifak etmişlerdir. Söz konusu bu istitâat, hac yükümlülüğü doğuran malî durumdur. İstitâatin bedenî ve malî olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Hanefî ve Malikîlere göre haccın farz olması için her iki yönüyle istitâatin mevcut olması gerekir. Şafiî ve Hanbelîlere göre ise sadece malî olarak güç yetirmekle hac farz olur. Yani bedenî istitâati olmadığı halde malî istiâati olan kişinin kendi adına bir kimseyi hacca göndermesi gerekir. Dolayısıyla bedenî istitâati olmayıp malî istitâati olan kişiye Hanefî ve Malikîlere göre hac farz olmazken diğer iki mezhebe göre farz olmaktadır. Bu çalışmada hac yükümlülüğünü doğuran malî durumun tanımı ve hac yükümlülüğü sabit olduktan sonra malî durumdaki değişiklilerin hac yükümlülüğüne etkisi fıkıh eserlerine müracaat edilerek ele alınmıştır. ORCID NO: 0000-0003-3156-2738

Anahtar Kelimeler: Hac, İstitâat, Malî Yükümlülük



 


Keywords: