Sosyal medya, çoğumuzun birtakım uygulamalar üzerinden kişisel profil hesaplar kullandığı, bu hesaplar yardımıyla bazen ailemizle iletişim kurduğu bazen de zamanımızı doğru kullanamayarak hayatımızın kontrolünü kaybettiğimiz bir alandır. İçinde bulunduğumuz Covid-19 salgın sürecinin, bireylerin yaşamlarına sağlık başta olmak üzere pek çok etkileri olmuştur. Bu etkiler her bireyi farklı etkilemekle birlikte, alınan çeşitli önlemler sonucunda aileyi de büyük oranda etkisi altına almış ve çeşitli problemler ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Covid-19 pandemi sürecinde artan sosyal medya kullanımının aile içi iletişime etkisini belirlemektir. İlişkisel tarama modelinde gerçekleştirilen bu araştırmanın genel evrenini Konya İlinde Covid-19 pandemi sürecinde evde kalan aileler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise, Konya bölgesinde yaşayan 15 yaşından büyük olan 506 bireyden oluşmaktadır. Çalışmanın etik izni, KTO Karatay Üniversitesi İlaç ve Tıbbi Cihaz Dışı Araştırmalar Etik Kurulu’ndan (21.09.2022 tarih, 2022/006sayılı) alınmıştır. Çalışmanın verileri, Demografik Bilgi Formu, Aile İletişim Kalıpları Ölçeği ve Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği aracılığı ile toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, minimum, maksimum gibi tanımlayıcı istatistiklerden faydalanılmıştır. Verilerin analizinde Kolmogorov-Smirnov testi, bağımsız örneklem t testi ve One-way ANOVA testi sonucu kullanılmıştır. Uygulanan istatistiksel testler sonrasında çıkan bulgular, konuya ilgili yapılmış alan yazındaki diğer araştırma sonuçlarıyla karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Araştırmada pandemi sürecinde evde kalan bireylerin sosyo-demografik özelliklerinin dağılımları incelendiğinde, büyük çoğunluğun %61,3 oranında kadın bireylerden oluştuğu, yine büyük çoğunluğun %84,6 oranında 19-50 yaş aralığındaki bireylerin oluşturduğu görülmüştür. Araştırmada Covid-19 döneminde bireylerin sosyal medya bağımlılığı ile aile iletişim kalıpları arasındaki ilişki değerlendirildiğinde, anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0.05). Ancak sosyal medya bağımlılığı ile alt boyutlarından sanal tolerans ve sanal iletişim arasında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.001). Aile iletişim kalıpları ile alt boyutlarından diyalog yönelimi ve uyum yönelimi (p<0.001) arasında da pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Literatürde bulunan çoğu çalışmanın sonucunda sosyal medya bağımlılığı ve iletişim becerileri arasında ters yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür (Hazar, 2011; Demir, 2016). Araştırma sonucumuzda ilişki saptanamamış olmasının yanında literatürden elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde sosyal medya ve kitle iletişim uygulamalarının aile içi iletişimi olumsuz yönde etkilediğini söylemek mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Aile İçi İletişim, Covid-19, Pandemi, Sosyal Medya
|